GEMİLERDEN ALACAKLAR VE İİK ‘da gemileri PARAYA ÇEVİRME
- Av.Alev Beller
- 31 May 2022
- 4 dakikada okunur
18.12.2012 tarihinde yayınlanan yazımızda yeni Ticaret Kanunu ve gemiler yönünden İcra ve İflas Kanunu uygulamasında bir kısım çelişkilere işaret etmiştik.
Kanun tatbikatı sırasında, gemilerin ihtiyati ve icrai haczi prosedürü ve fiili haciz ve paraya çevirme işlemleri sebebiyle, İcra Dairelerinde ve Hâkimlikler nezdinde problemler çıkmaktadır. TTK’daki, gemilere dair cebri icra bahsinin, esas olarak Uluslararası Konvansiyonlardan tercüme edilen bazı hükümlerden oluşması ve ancak bunun bizim İcra ve İflas Kanunu sistemimize benzememesi sonucunda (mehaz İsviçre’den alınma adaptasyondur.) tatbikatta zorluklar, yanlışlıklar doğmaktadır. 6103 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun yürürlüğü ve uygulama şekli hakkında kanun ile İİK‘nın bazı maddeleri değiştirilmiş ve İİK’ kanununa yeni bazı maddeler eklenmiştir.
Bunların tamamı 01.07.2012 tarihinden beri yürürlüktedir. Maalesef İcra Daireleri, Müdürlükleri, kimi bu değişiklikten 2014 yılı itibari ile tam bilgili değildir ve bazı İcra Hâkimleri dahi değişiklikleri henüz hiç tatbik imkânı bulmamıştır ve hala eski kanun hükümlerine dayanarak kararlar vermekte ve bu kararlar da bir surette Yüksek Mahkeme onayından geçmektedir.
İcra Dairelerinin, Kanun’daki değişiklikleri takip edememeleri (Bizim bahsimiz gemilere dair hükümler ve tatbikattır.) ve hatta kanunlar arasındaki zıtlıkların içinden çıkılmaz bir hal alması, bazen gemilerin hareket halinde olması sebebi ile telafisi zor hukuki neticelere yol açmaktadır.
Yeni Ticaret Kanunu gemi siciline kayıtlı gemiler üzerinde rehin tesisini ve tesis edilen gemi rehninin maddi hukuk bakımından hükümlerini Türk Medeni Kanununun gayrimenkul (taşınmaz) ipoteğine yaklaştırarak düzenlemiş ve cebri icra yönünden gemi siciline kayıtlı olan gemileri kural olarak taşınır (menkul) hükümlerine tabi kalmıştır. (TTK m. 936-937)
Tabiatı itibariyle, menkul, hareket eden bir eşya niteliğinde olan gemiye, rehin ve cebri icra yönünden gayrimenkul hükümlerini uygulamak geçmişte sorunlara yol açmıştır.
Bizim hukukumuzda, menkul rehninde kural olarak rehin verenin rehin konusu menkul(gemi) üzerinde vasıtasız zilyetliğine son verilmesini gerektirir. Gayrimenkul rehninde rehin konusu şey sabittir. Gemi tabiatı itibari ile sabit değildir fakat buna ve kanuna (TTK m. 936-937) rağmen, gemi siciline kayıtlı bir gemi üzerinde rehin tesisi, geminin rehinli alacaklıya teslimini gerektirmemekte, sanki sabit bir eşya imiş gibi rehin bir kütüğe, sicile tescil suretiyle, yani teslimsiz oluşmaktadır.
Gemi üzerine ipotek tesis ettiren, kredi veren Bankalar vesair kişi ve kuruluşlar geminin, kendilerine teslimini istemezler.
TTK m. 1383 - Bir sicile kayıtlı olan Türk ve yabancı bayraklı olan gemiler, İcra İflas Kanununun taşınmazların satışına ilişkin hükümlerine göre, bir sicile kayıtlı olmayan Türk ve Yabancı bayraklı gemiler ise, aynı kanunun taşınırların satışına ilişkin hükümleri uyarınca paraya çevrilirler.
Alacaklının rehinli malı cebri icra yolu ile değil de, cebri icra dışında, “özel olarak serbestçe” satabileceğini önceden sözleşme yaparak kararlaştırmasına kanunumuz, cevaz vermez ( yukarıda işaret ettiğimiz makalemiz lex commissoria prensibi)
v TTK m. 936, gemileri hukuksal niteliği sicile kayıtlı olup olmadığına bakılmaksızın TAŞINIR saymaktadır.
TTK m. 937 ile İİK da bazen gemilerin taşınmaz sayılacağını belirlemektedir. Bu durum bir kafa karışıklığı yaratmaktadır ve derin İcra ve İflas hukukçusu olmayanların ve icra müdür ve memurlarının halini, takdir etmek gerekir.
TTK m. 1383 (Sicile kayıtlı gemiler taşınmaz satışına ilişkin hükümlere göre paraya çevirilecek.) İİK m. 153/a’ ya göre ise, rehnin paraya çevrilmesine dair İİK ‘daki hükümleri de, tüm gemiler için, taşınır (menkul) rehninin paraya çevrilmesine ilişkin (hapis hakkı ve gemi alacakları için ) bu kuralları uygulayacağız. (TTK m. 1320 Gemi alacaklılarını saymıştır.)Madde başlığı Gemi Alacakları’dır. Gemi alacaklısı hakkı olarak tanımlanan bu türde sayılı alacak çeşitlerine, gemi alacaklısı hakkı. maritime lien creditor’s right adı verilmektedir.
TTK.1320. madde kapsamında, akdi rehinli alacaklar yoktur. TTK m. 1352, deniz alacakları arasında gemi rehni, gemi ipoteği veya gemi üzerinde aynı nitelikte ayni bir yükümlülük olarak düzenlediği alacak için yani, akdi rehin için ihtiyati haciz talep edilebileceğini hüküm altına almıştır.
Kanaatimizce, İcra İflas Kanunun sistematiği ve takip yolları sistemine uyum sağlama gayretiyle, kamusal satış. cebren icra hükümleri TTK ve İİK’na yerleştirilmiştir.
- İlamsız takip
- İlamlı takip
- Kambiyo senetlerine müstenit takip
- Rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip
a) Taşınır rehninin paraya çevrilmesi yoluyla takip
b) Taşınmaz rehninin (ipotek) paraya çevrilmesi yoluyla takip
- İflas yoluyla takip
- Haciz yoluyla takip
- İhtiyati hacizler
- İİK m. 136 taşınmazların satışına ilişkin hükümlerin gemilere uygulanması ve TTK m.1383 ile uyum halindedir.
Temel kural gemilerin taşınır kapsamında olması ancak paraya çevirmede İİK’nun bazen taşınmazlara dair hükümlerinin uygulanmasıdır. Bunları belirlemek ve İcra dairelerinde uygulamak o kadar basit değildir. Tatbikatta, Avukatların meseleleri izah etmesi kolay olmamaktadır. İcra uygulamaları zaten çetrefillidir. Her aşamada itiraz ve şikâyet prosedürü devreye girebilmektedir. Ayrıca, alacağın niteliğine, sıfatına göre, takip sebebini tayin etmek başlı başına bir yorum ve zorluk teşkil etmektedir. İcrai Haciz de, ihtiyati haciz prosedürünü uygulamak örneğin TTK M.1382’ye göre, bütün gemilerin kesin haczinde ihtiyati hacze dair TTK 1364 ila 1368. maddelerini uygulayacağız.
TTK VE İİK arasındaki uyumu sağlamak için ve doğru hukuki yolu bulmak maksadıyla, meslektaşlarımıza önerimiz, önce, alacağın nevinin ne olduğuna bakmak, adi alacak mıdır, Gemi alacağı mıdır, Deniz alacağı mıdır, akti rehin (ipotek) midir, hapis hakkı mı verir, bunu belirledikten sonra, gemiden olan alacağa dair doğru takip yolunu seçmek ve icra takibini veya ihtiyati haciz talebini ona göre yapmak ve takip ve dava kesinleşince (ihtiyati haciz ve devamında bir aylık sürede açılacak esas dava TTK 1376) ve paraya çevirme aşamasına gelindiğinde, geminin sicile kayıtlı olup olmadığına göre, taşınır veya taşınmazların paraya çevrilmesi prosedürüne uygun olarak icra işlemlerini yerine getirmek gerekecektir.
Ancak burada da bazı istisna niteliğinde düzenleme yapılmış olan Kanun hükümlerini de bulmak sonradan karşılaşılacak itirazları önlemek açısından faydalıdır. Örneğin İİK M.126 dan TTK m.1384 ve 1385’e atıf yoktur ama konu ortaktır ve TTK’nın prosedur hukukuna dair ,bu hükümlerini ,İcra dairesinin ayrıca araması icap edecektir.
Şöyle ki, TTK m. 1383’e göre bütün sicile kayıtlı gemiler İİK’nun taşınmazların satışına ilişkin hükümleri uyarınca paraya çevrilirken, geminin bayrağına bakılmaksızın (sicile kayıtlı olup olmadığı da önemsiz) gemi alacağı ve hapis hakkını paraya çevirirken taşınır rehninin paraya çevrilmesine yönelik hükümler uygulanacaktır.
Akti ipotek varsa, bu sefer, Gemi (gayrimenkul) olmuştur.
Yani, neticeten, durum hem İcra Müdürlükleri, İcra Memurları ve İcra Hakimleri ve Mahkemeler ve meslektaşlarımız açısından son derece çetrefilli, tartışmaya açık ve ihtilaf yaratacak ve yanlış uygulamalara sebebiyet verecek bir hal almıştır. Umarız, tatbikatta oluşacak örnek kararlar, bizlere, sahadaki avukatlara yol gösterecektir.
Av. Sema Yerlikaya LL.M
IMEAK Deniz Ticaret Odası Hukuk Danışmanı/Hakem
Deniz Hukuku Derneği Kurucu Üyesi



Yorumlar