GEMİLER YÖNÜNDEN İPOTEKLERDE DERECE ve SIRA Sorunları
- Av.Alev Beller
- 31 May 2022
- 3 dakikada okunur
“6102 sayılı yeni Ticaret Kanunumuz, gemileri gayrimenkul yani taşınmaz emtea olmak sıfatından çıkardı. Bkz.M.936.”
Tersanecinin ipotek hakkı bakımından TTK m. 1013‘te, Medeni Kanunumuzun 895 ila 897. maddeleri hükümlerine atıfta bulunmak suretiyle ipotek uygulamasını tayin etmiştir.(Bu mevzudan kaynaklanan sorunları ileride bir yazımızda ayrıca ele alacağız.)
Diğer yandan İİK.M.136 “taşınmaz malların satışına ilişkin hükümler, bayrağı dikkate alınmaksızın gemi siciline kayıtlı bütün gemiler hakkında da uygulanır...” hükmüyle, gemilerin icra yoluyla satışında taşınmaz hukukunun paraya çevirme kurallarına gönderme yapmıştır. Bu yazıyı okuyan ve hukukçu olmayan veya icra hukuku tecrübesi bulunmayanlar için, böylesine bir karmaşa düzenlemenin işi ne kadar zorlaştırdığı görülmektedir.
Kredi ile borç para kullanarak gemi alanlar, mecburen gemisini ipotek verecektir ve çoğu zaman gemi değerini aşan miktarda bir ipotek mukavelesini gemisinin sicil kaydına tescil ettirecektir. ( gemi kıymetleri malum olarak, değişkendir ) Bkz. 13 Kasım 2012 Tarihli yazımız
TTK M. 1017 “Gemi üzerindeki ipoteklerin dereceleri Türk Medeni Kanununun taşınmaz rehini hakkındaki hükümlerine göre belirlenir.” şeklinde düzenlenmiştir. Bizim hukuk sistemimiz sabit dereceler, prensibini benimsemiştir. Yani, ipotekler tescil tarihlerine göre değil, bulundukları derecelere göre alt üst ilişkisi içindedir.
Taşınmazın değeri, derecelere ayrılıp, her bir dereceye rehin kurulur ve rehnin teminatı bu derece ile sınırlanır. MK m.785/1 “gayrimenkul rehni hangi ipotek derecesine kaydedilirse o derecenin ifade ettiği kuvvetle teminat teşkil eder” Sıra ise, derecenin alt rehin halidir, alt rehin derecesidir. Belirli bir rehin derecesinde birden çok rehin hakkı sırası kurulabilir. Esas maksat Germen Hukukundan gelen konsept, taşınmazın değerinin parçalara bölünmesidir. Rehin hakkı taşınmazı tamamen kapsamaz sadece işgal ettiği derecede, taşınmazın belirli bir parçasının değeri kadar teminat teşkil eder.
Taşınmazın satışı halinde, şayet, satış bedeli, bütün rehin hakkı sahiplerinin alacaklarını karşılamazsa, önce ön sıradaki derecede bulunan alacaklılara bu derecenin tutarı olan meblağ ödenir. arta kalan paralar da sonraki sıralı derecelerde bulunan alacaklılara, kendi derecelerinin tutarı kadar meblağ ödenir.
İpotek dereceleri ile hak sahibi alacaklıların, eşyanın satışı durumunda, satış bedelinden alacaklarını kimin hangi sırada ve ne miktarda alacağı belirler.
Medeni kanunumuzun derece ve sıra sistemi, gemiler üzerinde ipotek ( akti rehin) tesisi esnasında ve tatbikatımızda yoğun bir surette başvurulmaktadır. Her türlü kredi işlemleri karşılığında, alacaklı lehine tanınan ipotekler her bir derecenin içinde sıralar açılmak suretiyle bir surette öncelik tanıyarak, tesis ve tescil olunmaktadır.
Aynı dereceye birden fazla ipotek tesis edilebilir mi? Kanunumuz yönteminde "Belli bir derece içinde, bu derecedeki güvence miktarı ile sınırlı olarak birden fazla ipotek kurulabilir. Bunlara «yan derece, juxtaposition» denir. Örneğin; birinci derece için 5.000 TL’lik bir güvence sınırı kabul edilmişse, taşınmazın maliki bu derecede (A) yararına 5.000 YTL’lik üç ayrı ipotek kurabilir. Aynı derecedeki «yan derecelerde» kurulan ipotek hakları arasındaki sıra, malikle ipotekli alacaklılar arasında serbestçe kararlaştırılabilir." (Uyar, Talih, İcra ve İflas Kanunu Şerhi, Ankara 2008, C. 8, s. 11967)
"Aynı derecede birden fazla ipotek varsa, alacakların oranlarına göre ödeme yapılır. Uygulamada birinci derece birinci sıra, birinci derece ikinci sıra, birinci derece üçüncü sıra şeklinde ipotek tesisine rastlanılmaktadır. Bunların her biri ayrı bir derece gibi işlem görür.
Denizcilik finansmanında, Bankalar veya para veren kuruluşlar, çoğunlukla, geminin üzerindeki tüm ipotek hakkının, hem miktar hem de sıra bakımından kendilerine ait olmasını koşutlandırmaktadır. Son yıllarda, finans bulma veya borç erteleme sebebiyle, birden fazla finans kuruluşunun aynı gemi üzerinde, ipotek kabul etmeye ve kendi aralarında anlaşarak, ipoteklerin derecesini tespit etmeye başladıkları görülmektedir. Bizim hukuk sistemimizde dereceler, varlığın kıymetini bölerek, ipotek tesis etme amacından sapmış ve derece ve sıra sistemi kanaatimce maksadını paralize etmiştir. Bunun hukuki neticeleri, ancak ciddi bir cebri icra prosedüründe ortaya çıkacak ve yeni içtihatlar doğuracaktır.
Avukat Sema Yerlikaya LL.M
İMEAK DTO Deniz Ticaret ve Bankacılık hukuku Danışmanı/Hakem
Deniz Hukuku Derneği Kurucu Üyesi



Yorumlar